İhlas suresi, Allah’ın birliğini, eşi ve benzeri olmadığını, doğurmadığını ve doğurulmadığını, hiçbir şeye muhtaç olmadığını ve hiçbir şeye benzemediğini bildiren bir suredir. Bu sure, tevhid inancının özünü ifade eder ve müminlerin Allah’a karşı samimi olmalarını, O’na hiçbir şeyi ortak koşmamalarını, O’na sadece O’nun isim ve sıfatlarıyla yaklaşmalarını öğretir. Bu sure, aynı zamanda Allah’ın sıfatlarını tanıtmakta ve O’nun zatının sınırlı akıllar tarafından kavranamayacağını vurgulamaktadır.
İhlas Suresi: Okunuşu, Anlamı, Fazileti ve Tefsiri
İhlas suresi, Kur’an-ı Kerim’in son surelerinden biri olup, Allah’ın birliğini, eşi ve benzeri olmadığını anlatan kısa bir suredir. Bu sureyi okumak, Kur’an’ın üçte birini okumak gibidir ve büyük sevap kazandırır. Bu yazıda, İhlas suresinin Arapça yazılışı, Türkçe okunuşu ve anlamı, fazileti ve tefsiri hakkında bilgi vereceğiz.
İhlas Suresinin Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve Anlamı
İhlas suresi, Kur’an-ı Kerim’in 112. suresidir ve 4 ayetten oluşur. Surenin adı, ilk ayetinde geçen “ihlas” kelimesinden gelir. İhlas, samimi olmak, dine içtenlikle bağlanmak demektir. Allah’a bu surede anlatıldığı şekilde inanan, tevhid inancını tam anlamıyla benimsemiş ihlaslı bir mümin olacağı için sure bu adla anılmaktadır. İhlas suresinin Arapça yazılışı, Türkçe okunuşu ve anlamı şöyledir:
Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.
1- Kul hüvellâhü ehad.
2- Allâhüssamed.
3- Lem yelid ve lem yûled.
4- Ve lem yekün lehû küfüven ehad.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- De ki; O Allah bir tektir.
2- Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir).
3- Doğurmadı ve doğurulmadı.
4- O 'na bir denk de olmadı.
İhlas Suresinin Fazileti
İhlas suresini okumak, Peygamber Efendimiz (sav)’e göre Kur’an’ın üçte birine denk olduğu ifade buyurulmuştur. İhlas suresinin faziletiyle ilgili çok sayıda hadis vardır, kıymeti çok yüksektir. Bu nedenle genellikle dualardan sonra, namazlardan önce ve sonra, kabir ziyaretlerinde, sohbetlerden önce okunmaktadır. İhlas suresinin fazileti hakkında bazı hadisler şunlardır:
- Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Varlığım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, bu sure Kur’an’ın üçte biridir.” (Buhari, Fedailu’l-Kur’an 35; Müslim, Salat 176)
- Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim akşam namazından sonra İhlas suresini üç defa okursa, Allah onu her türlü beladan korur.” (Tirmizi, Deavat 28)
- Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim sabah namazından sonra İhlas suresini on defa okursa, Allah onun için bir saray inşa eder.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/218)
- Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim İhlas suresini okursa, Allah ona cennette bir ev hazırlar.” (İbn-i Hibban, Sahih, 2/83)
- Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim İhlas suresini yatağa girdiğinde okursa, Allah ona bir melek gönderir ve onu sabaha kadar korur.” (Ebu Davud, Vitr 28)
İhlas Suresinin Tefsiri
İhlas suresi, Allah’ın birliğini, eşi ve benzeri olmadığını, doğurmadığını ve doğurulmadığını, hiçbir şeye muhtaç olmadığını ve hiçbir şeye benzemediğini bildiren bir suredir. Bu sure, tevhid inancının özünü ifade eder ve müminlerin Allah’a karşı samimi olmalarını, O’na hiçbir şeyi ortak koşmamalarını, O’na sadece O’nun isim ve sıfatlarıyla yaklaşmalarını öğretir. Bu sure, aynı zamanda Allah’ın sıfatlarını tanıtmakta ve O’nun zatının sınırlı akıllar tarafından kavranamayacağını vurgulamaktadır. Bu surenin tefsiri hakkında bazı açıklamalar şunlardır:
- “De ki; O Allah bir tektir.” Bu ayette, Allah’ın zatının bir olduğu, hiçbir şeyin O’na benzemediği, O’nun dışında hiçbir ilah olmadığı bildirilmektedir. Bu ayet, müminlere Allah’ın birliğine iman etmelerini, O’ndan başka hiçbir şeye tapmamalarını, O’na hiçbir şeyi ortak koşmamalarını emretmektedir. Bu ayet, aynı zamanda Allah’ın zatının sınırlı akıllar tarafından kavranamayacağını, O’nun eşi, benzeri, ortağı, çocuğu, babası, annesi, kardeşi, dostu, düşmanı olmadığını, O’nun her şeyden münezzeh olduğunu vurgulamaktadır.
- “Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O’na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir).” Bu ayette, Allah’ın samed olduğu, yani her şeyin O’na muhtaç olduğu, fakat O’nun hiçbir şeye muhtaç olmadığı bildirilmektedir. Bu ayet, müminlere Allah’ın zenginliğini, kudretini, ilmini, iradesini, hikmetini, rahmetini, adaletini, azametini, celalini, cemalini tanıtmakta ve O’na güvenmelerini, O’ndan yardım istemelerini, O’na şükretmelerini, O’na itaat etmelerini, O’ndan korkmalarını, O’nu sevmelerini öğretmektedir. Bu ayet, aynı zamanda Allah’ın zatının hiçbir şeye benzemediğini, O’nun her şeyden müstağni olduğunu, O’nun hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını, O’nun her şeye kadir olduğunu, O’nun her şeyi yarattığını, O’nun her şeye hükmettiğini, O’nun her şeye şahit olduğunu, O’nun her şeye yakın olduğunu vurgulamaktadır.
- “Doğurmadı ve doğurulmadı.” Bu ayette, Allah’ın doğurmadığı, yani hiçbir çocuğu olmadığı, doğurulmadığı, yani hiçbir babası veya anası olmadığı bildirilmektedir. Bu ayet, müminlere Allah’ın zatının başlangıcı ve sonu olmadığını, O’nun ebedi ve ezeli olduğunu, O’nun her şeyden münezzeh olduğunu, O’na hiçbir şeyin benzemediğini, O’nun hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını, O’nun hiçbir şeye bağlı olmadığını öğretmektedir. Bu ayet, aynı zamanda Allah’ın zatının sınırlı akıllar tarafından kavranamayacağını, O’nun eşi, benzeri, ortağı, çocuğu, babası, annesi, kardeşi, dostu, düşmanı olmadığını, O’nun her şeyden münezzeh olduğunu vurgulamaktadır.
- “O ‘na bir denk de olmadı.” Bu ayette, Allah’ın zatının hiçbir şeye benzemediği, O’na hiçbir şeyin denk olmadığı, O’nun her şeyden üstün olduğu bildirilmektedir. Bu ayet, müminlere Allah’ın zatının sınırlı akıllar tarafından kavranamayacağını, O’nun eşi, benzeri, ortağı, çocuğu, babası, annesi, kardeşi, dostu, düşmanı olmadığını, O’nun her şeyden münezzeh olduğunu, O’nun her şeyden daha güzel, daha büyük, daha yüce, daha kuvvetli, daha bilgili, daha hakim, daha rahim, daha adil olduğunu öğretmektedir.